Booking.com

Sizi ne mutlu eder?

Mutlu olmanın formülü hala tam olarak keşfedilmemiş olsa da mutlu olmak  için bazı yöntemler geliştirilebilir. Yapılacak ilk iş bir takım kararlar almak ve bunu sürdürülebilir bir hale getirmek. Peki mutlu olmak için neler yapılabilir?

Mutlu olmanın binbir yolu var
Mutlu olmanın bin bir türlü yolu var ama biz bir şekilde hüzünlü ve umutsuz bir kalple güne uyanmayı beceriyoruz. O mutlak mutluluk ve huzur için bir ömür boyu çabalarken elimizdekileri görmezden gelip, gönlümüzdekilere odaklanıyoruz. Bir hayal gerçekleşince, bir diğerine koşuyoruz. 
Durup bir nefes almadan ve nefes almanın ne denli büyük bir nimet olduğunu anlamadan sürekli düşünüyoruz. Yanımızdakinin işine, komşumuzun evine, dergilerdekilerin güzelliğine gıpta edip duruyoruz da; sağlığı, varlığı, huzuru, parası, akrabası, ailesi olmayan insanlarla kendimizi kıyaslamayı akıl edemiyoruz. 
Kendimizi sadece dünkü kendimizle kıyaslamamız gerektiğini, her gün elimizden gelenin en iyisini kendimiz için yapmamız gerektiğini, bu beden ve ruhla bir ömür geçireceğimizi, en yakın dostumuzun ruhumuz, en büyük dayanağımızın bedenimiz olduğunu unutuyoruz. 
Aynaya bir bakın bugün ve sorun kendinize "beni ne mutlu ediyor"? 
Cevabınız sonsuz aşk, bol para, manken gibi bir fizikse uzun vadeli planlarınız arasına koyun tüm bunları. 
Sonsuz aşk bir yerde kalsın mesela. Gelirse sürpriz olsun. Çabalanarak elde edilecek bir şey değil. Kabullenin bunu. Sonsuz sandığınız bile biter bir gün. Aşkta, sevgide kanaatkar olun. 
Bol para da bir günde gelmez loto'daki sayıları tutturamadıktan sonra. Üstelik hiçbir para insanı kendi alın terinin karşılığı olmadığı zaman mutlu etmez. Çalışmak, yılmamak, üşenmemek, işini doğru yapmak ve sürekli kendini geliştirmek size kazancı getirir. 
Fiziğiniz için ise hayal etmeniz yeterli değil. Sağlıklı beslenip, sevdiğiniz sporu yaparsanız bedeniniz size asla ihanet etmez. Kendinizdeki gelişimi görmek ve 'bunu ben başarıyorum' demek ise en büyük motivasyon kaynağı. 
Aşk ve para biraz şans, biraz kanaatkar olmak ama bedensel ve ruhsal gelişim kişinin kendi elinde. 
Kısacası elimizde olan tek şey bedenimiz ve ruhumuz. Nereye gidersek gidelim, beraberimizde taşıdıklarımız. Onlara iyi bakıp, saygı göstermezsek, başkasının bize saygı göstermesini beklemek anlamsız olur. 
İşte bu sebeple bugünden tezi yok, her gün uyandığınız saatin otuz dakika öncesine kurun alarmınızı ve kendinizi ilk iş sağlıklı bir kahvaltıyla şımartın ve nereye giderseniz gidin yanınızda ara öğünlerinizde ve öğle yemeğinde yiyeceğiniz kendi ellerinizle yaptığınız sağlıklı besinleri taşıyın. 
Size hemen bir tarif vereyim. Buzdolabında bir haftaya yakın saklayabileceğiniz hayat kurtaran bir karışım. Yarım kilo lor peynirini, bir demet maydanoz ve bir demet dereotu ile mutfak robotunda çekin ve bir kaba koyun. 
Her sabah ayrı bir lezzet yaratabilirsiniz bu muhteşem karışımla. Bir gün iki kaşık lor peynirli karışımın içine bir yumurta kırıp, bir dilim ekmeğin üzerine sürerek fırına verebilirsiniz, diğer bir gün 3-4 adet yumurta beyazıyla karıştırıp tavaya dökebilirsiniz; lavaş ekmeğinin üzerine sürüp durum yapabilirsiniz, haşlanmış yumurta beyazlarının içine doldurabilirsiniz veya bu karışımla domatesli, zeytinli harika bir tost yapabilirsiniz. 
Ellerinizle yaptığınızı yemek, yediğiniz şeyin sağlıklı olduğunu bilmek ve kendiniz için bir şey yaptığınızı hissetmek kadar büyük bir keyif yok benim için bu hayatta. Siz de bu keyfe ortak olarak amaçlarınıza ulaşmak yolunda bir adım atmak istemez misiniz? 
Unutmayın mutluluk yarında değil. Bu anda. Şimdi kendiniz için ne yapabiliyorsanız onu yapın. Ben sağlıklı yemekler hazırlıyorum kendime, spor yapıyorum, dostlarımla ve ailemle keyifli sohbetler etmek için yaşıyorum. Aşk ve para da eklenince bunların yanına, tadından yenmiyor hayat. 
Geçmişe kızmayın, yarını sorgulamayın. Hayat bugündür. Bugün kendiniz ve sevdikleriniz için en iyisini yapın. Lor peynirli, dereotlu, maydanozlu karışım yapın mesela… Mutlu olmaya böyle başlayın. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder