Booking.com

BİR İNSANI GERÇEKTEN SEVMEK.


Bir insanı gerçekten sevmek ne demektir bilmiyor musunuz; nefret, kıskançlık, öfke hissetmeden, ne yaptığına veya ne düşündüğüne karışmak istemeden, kınamadan, kıyaslamadan sevmek ne demek bilmiyor musunuz?
Sevginin olduğu yerde kıyaslama olur mu?
Birisini bütün kalbinizle, bütün zihninizle, bütün vücudunuzla, bütün varlığınızla sevdiğiniz zaman karşılaştırma söz konusu olur mu?
Kendinizi o sevgiye tamamen teslim ettiğinizde başkaları yoktur artık.
Sevginin sorumluluğu ve vazifesi var mıdır, ayrıca bu kelimeleri kullanır mı?
Bir şeyi görev gereği yaptığınızda bunda sevgiye yer var mıdır?
Görev sevgi içermez.
Görevin insanı esir alan yapısı insanı mahvetmektedir.
Bir şeyi göreviniz olduğu için yapma gereği hissediyorsanız yaptığınız şeyi sevmiyorsunuz demektir.
Sevginin olduğu yerde görev ve sorumluluk yoktur.
Çoğu ebeveyn ne yazık ki çocuklarından sorumlu olduklarını düşünür ve sorumluluk anlayışları, çocuklarına neyi yapmaları neyi yapmamaları, büyüyünce ne olmaları ne olmamalarını söyleme şeklinde kendini gösterir. Anne babalar çocuklarının toplumda güçlü bir yere sahip olmalarını isterler. Sorumluluk dedikleri şey, o taptıkları saygınlığın bir parçasıdır ve bana kalırsa saygınlığın olduğu yerde düzen yoktur; bütün dertleri mükemmel bir burjuva olmaktır.
Çocuklarını topluma uyum sağlamaya hazırlarken savaşı, çatışmayı ve vahşeti devam ettirmiş olurlar.
Sizce bu ilgi ve sevgi midir?
Gerçekten ilgi göstermek bir ağaca veya bitkiye gösterdiğiniz gibi ilgi göstermektir, ona su vererek, ihtiyaçlarını ve en iyi hangi toprakta yetiştiğini inceleyerek, ona şefkat ve özenle bakarak. Çocuklarınızı topluma uyum sağlamaya hazırlarken onları aslında ölmeye hazırlıyorsunuz.
Çocuklarınızı sevseydiniz savaş olmazdı.

* Jiddu Krishnamurti – Bilinenden kurtulmak- Alıntı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder