Booking.com

HER ŞEYİN GİTTİKÇE KOLAYLAŞTIĞINI DENEYİMLEYECEKSİNİZ

Yaşam sizden neyi alıyorsa, bırakın gitsin. Aktif bir teslimiyet duygusu içinde geçmişi bıraktığınızda, anda dolu dolu, canlı olmanıza izin verirsiniz. Geçmişi bırakmak demek, şu anki rüyanızdan haz alabilmeniz demektir.
Siz bu dünyaya mutlu olmak için geldiniz. Sevmek için, haz almak için, sevginizi paylaşmak için geldiniz. Bunlar sizin yaşam hakkınız. Şu anda yaşıyorsunuz. Bu haklarınızı kullanın ve yaşamdan zevk alın. İçinizden akıp geçen yaşama tepki duymayın. Çünkü içinizden akıp geçen yaşam Tanrı’dır! Sizin varlığınız, Tanrı’nın varlığının kanıtıdır. Sizin varlığınız yaşamın ve enerjinin kanıtıdır.
Yaşamınızdaki canlılık, üretkenlik, sevecenlik Tanrı’nın size “Hey, seni seviyorum!” demesidir...
Ayağa kalkın ve insan olun. Kadın ya da erkek olmanın onurunu hissedin ve cinsiyetinize saygı duyun. Bedeninize saygı duyun, bedeninizden haz alın, bedeninizi sevin, besleyin, temizleyin ve iyileştirin. Egzersiz yapın ve bedeninizin kendisini iyi hissetmesini sağlayın. Bu siz ve Tanrı arasında bir iletişimdir.
Bedeninizin her parçasına sevgi gösterdiğinizde, zihninize sevgi tohumları ektiğinizde, bu tohumlar büyüdüğünde tüm varlığınıza sevgi ve saygı duyacak, yoğun bir onurluluk duygusunu ruhunuz, bedeniniz ve zihninizde hissedeceksiniz.
Dikkatinizi geleceğe değil, bugüne yöneltin. Anda yaşayın. Her günün hakkını vererek yaşayın. Bu anlaşmalara uymak için yapabileceğinizin en iyisini yapın!
Her şeyin gittikçe kolaylaştığını deneyimleyeceksiniz.
Bugün yeni bir rüyanın başlangıcı olsun!
Bu rüyada ılık, güzel bir yaz günündesiniz. Kuşların, rüzgarın ve minik ırmağın sesini işitiyorsunuz. Irmağın kıyısına gidiyorsunuz. Kıyıda yaşlı bir adam meditasyon yapıyor. Yaşlı adamın başının üzerinden rengarenk bir ışık yayıldığını görüyorsunuz. Onu rahatsız etmemeye çalışıyorsunuz. Ama o, varlığınızı hissediyor ve gözlerini açıyor. Gözleri sevgi ve kocaman tebessüm dolu. Ona bu rengarenk ışığı nasıl yaydığını soruyorsunuz. Size de bunu yapabilmeyi öğretmesini istiyorsunuz. O da, uzun yıllar önce aynı soruyu kendi öğretmenine sorduğunu söylüyor.
Yaşlı adam size hikayesini anlatmaya başlıyor...
“Öğretmenim göğsünü açtı, kalbini dışarı çıkardı ve yüreğinden güzel bir alev aldı. Sonra benim göğsümü açtı, yüreğimi dışarı çıkardı ve küçük alevi içine yerleştirdi. Yüreğimi yeniden göğsümün içine koydu. Yüreğim içeri girer girmez yoğun bir sevgi hissettim. Çünkü yüreğime koyduğu alev kendi sevgisiydi. Bu alev yüreğimde büyüdü, büyüdü ve kocaman bir ateş oldu! Bu ateş yakmıyordu ama dokunduğu her şeyi arındırıyordu. Ateş bedenimin her hücresine dokundu. Ve hücrelerim bana sevgiyi geri verdi. Bedenimle bir oldum ama sevgim daha da büyüdü. Bu kez ateş tüm duygularıma dokundu ve tüm duygularım güçlü ve yoğun sevgiye dönüştü. Ve kendimi bütünüyle ve koşulsuz sevdim. Ama ateş yanmaya devam ediyordu. Sevgimi paylaşmaya ihtiyaç duyuyordum. Sevgimi ağaçlara dağıtmaya başladım. Bir parça sevgi koyduğum her ağaç bana sevgiyi geri verdi. Ağaçlarla bir oldum. Ama sevgim yine durmadı, daha da büyüdü. Bir parça sevgimi, her çiçeğe, çimene, toprağa verdim. Onlar da bana sevgilerini geri verdi. Ve bir olduk. Sevgim daha da büyüdü, büyüdü, büyüdü ve dünyadaki her hayvana sevgimi verdim. Hayvanlar bana sevgiyi geri verdiler ve bir oldum. Ama sevgim büyümeye devam ediyordu.
Sevgimi her kristale, her taşa, metale, suya, okyanusa, nehire, yağmura, karaya, havaya, rüzgara verdim. Her şey bana sevgiyi geri verdi. Ve onlarla bir oldum.
Sevgim büyümeye devam etti.
Başımı gökyüzüne çevirdim. Sevgimi güneşe, yıldızlara, aya verdim. Onlar da bana sevgiyi geri verdi. Güneşle, ayla, yıldızlarla bir oldum.
Sonra sevgimi parça parça her insanın içine koydum. Ve tüm insanlıkla bir oldum.
Nereye gidersem gideyim, kiminle tanışırsam tanışayım, her bir insanın gözlerinde kendimi gördüm. Çünkü ben her şeyin parçasıyım. Çünkü ben seviyorum...”
Ve yaşlı adam göğsünü açarak yüreğini çıkarır, yüreğindeki bir alevi sizin yüreğinize koyar. Artık siz de her şeyle birsiniz. Rüzgarla, suyla, yıldızlarla, doğayla, hayvanlarla, insanlarla...
Yüreğinizden yayılan sıcaklığı ve ışığı hissediyorsunuz. Başınızın üzerinden rengarenk bir ışık yayılıyor. Sevginin ışığını yayıyorsunuz ve şöyle diyorsunuz...
“Evrenin yaratıcısı! Bana yaşam denilen armağanı verdiğin için teşekkür ediyorum. Gerçekten ihtiyacım olan her şeyi bana verdiğin için teşekkür ederim. Bu güzel bedeni ve zihni deneyimleme imkanı verdiğin için teşekkür ederim. Tüm sevginle, saf ve sınırsız ruhunla, sıcak ve parlak ışığınla içimde yaşadığın için teşekkür ederim. Gittiğim her yerde sevgini paylaşmak için, sözlerimi, gözlerimi, yüreğimi kullandığın için teşekkür ederim. Seni olduğun gibi seviyorum çünkü ben senin yarattığınım. Kendimi olduğum gibi seviyorum. Yüreğimdeki sevgiyi ve huzuru hep korumama yardım et. Bu sevgiyle yeni bir yaşam yaratmaya ve hayatımın geri kalan döneminde sevgiyle yaşamama yardım et!’’
Don Miguel Ruiz


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder