Booking.com

Schumann Resonance; dünyanın kalp atışı = yeryüzünün doğal titreşimi











İster inanın, ister inanmayın, Dünya dev bir elektrik devresi gibi davranmaktadır. Aslında atmosfer zayıf bir iletkendir ve eğer hiçbir şarj kaynağı olmasaydı var olan elektrik yükü yaklaşık 10 dakika içinde dağılırdı.Dünya’nın yüzeyi ve iyonosferin iç kısmı arasında 55km’lik bir boşluk bulunmaktadır

Schumann Rezonansları bu boşlukta varolan ve aralarında az da olsa benzerlik gösteren elektromanyetik dalgalardır. Yaydaki dalgaların da olduğu gibi, her zaman mevcut değildirler, fakat incelenebilirliğin olması için reaktif olmak zorundadırlar. Dünyanın içsel faktörleri, kabuk ya da çekirdek tarafından oluşturulmamaktadır. Atmosferdeki elektriksel faaliyetlere ait gibi görünmekteler, özellikle şiddetli şimşek faliyetlerinin oluştuğu zamanlarda. 6 ila 50 devir / saniye arasındaki frekans değerlerinde meydana gelmektedir;


ilk defa 1952 ve 1957 yılları arasında Alman fizikçi W. O. Schumann tarafından ortaya atılmış ve 1957 yılında Schumann ve König tarafından kanıtlanmıştır. Bu fenomenin ilk spiritüel tasviri 1960 yılında Balser ve Wagner tarafından hazırlanmıştır. Son 20 yıl içindeki incelemeler, denizaltılarıyla Ekstrem Düşük Frekanslı haberleşme araştırmalarını yürüten Deniz Kuvvetleri Bölümü tarafından yönetilmektedir.


Jeofiziksel Durum : Dünya’nın Yükselen Temel Frekansı


Dünya’nın zemin temel frekansı, ya da “kalp atışı”(Schumann Rezonansı, SR, olarak adlandırılır) hızla artmaktadır. Coğrafi bölgelere göre değişkenlik göstermesine rağmen, onlarca yıldır toplam ölçüm 7.8 devir / saniye’yi göstermekteydi. Bu değerin sabit olduğu düşünülüyordu ve global askeri haberleşme sistemi bu frekans üzerine geliştirilmişti. Son rapolar oranın 11 devire ulaştığını ve yükselmeye devam ettiğini söylüyor. Bilim bu oranın neden yükseldiğini ya da yükselişe neden olanın ne olduğunu bilemiyor. Gregg Braden verileri bu konu üzerinde çalışan Norveçli ve Rus araştırmacılardan aldı; Amerika’da çok geniş çapta raporlama yapılmıyor. (SR üzerine tek referans hava ile ilgili ve sadece Seattle Kütüphanesinde referans bölümünde bulunmaktadır. Bilim SR’yi sıcaklık değişkenlerinin ve dünya çapında hava durumlarının hassas göstergesi olarak kabul etmektedir. Braden değişen SR’nin son zamanlardaki şiddetli fırtınaların, sellerin ve havanın bir faktörü olduğuna inanıyor.)


Jeofiziksel Durum : Dünya’nın Azalan Manyetik Alanı


Bir yandan dünyanın “pulse” oranı yükselirken diğer yandan manyetik alan kuvveti azalmaktadır. New Mexico Üniversitesi Profesörü Bannerjee’ye göre, son 4000 yıl içinde manyetik alan yoğunluğunun yarısı kaybetti. Manyetik alan kuvveti, manyetik kutupların tersine dönmesinin bir habercisi olduğu için, Prof. Bannerjee, başka bir değişimin gelmekte olduğuna inanıyor. Braden, devirsel “Yer değiştirmeler” ters dönmeyle birleşik olduğu için manyetik dönüşümün belirtisi olan dünyanın jeolojik kayıtları ayrıca tarihte daha önceki “Yer değiştirmeler”i de işaret etmektedir. Zaman ölçüsünün büyüklüğü düşünüldüğünde, bunlardan sadece birkaç tane mevcuttur.


MUHTEMEL SONUÇLAR


Sıfır noktasına yaklaştığımızda zaman hızlanmış olarak tezahür edecek. Buna göre 24 saatlik zaman dilimi, 16 ya da daha az saatte yaşanmış olacak. Binlerce yıldır SR’nın 7.8 devirde olduğunu, fakat 1980 yılından beri artmakta olduğunu hatırlayın. Bugün bu değer yaklaşık 12 devirdir. Ve 13 devire ulaştığında duracak.


Sıfır noktası ya da Çağların Değişimi, kadim insanlar tarafından binlerce yıl önce bildirilmişti. Bir çok değişimler meydana gelmiştir; her 26000 yıllık Ekinoks geçişi sürecinin yarısı olan 13000 yılda bir.


Sıfır Noktası ya da manyetik kutupların ters dönüşü muhtemelen yakında, birkaç yıl içinde, belki de her 20 yılda bir 12 Ağustos tarihinde gerçekleşen Dünyanın dört devir bioritmi ile eşzamanlı olarak gerçekleşecek.


Sıfır Noktasından sonra Güneşin batıdan doğup, doğudan batacağıda söylenmektedir. Bunun daha önce gerçekleştiğine dair çok eski kayıtlar bulunmaktadır.


İlginçtir ki Yeni Dünya Düzeninin 2003 yılında hayata geçeceği planlanmıştır. Bu, bir çok etkene ve gündeme bağlı olarak olabilir de olmayabilir de. Fakat merkezde kalın ve sezgilerinizi takip edin.


Sıfır Noktası değişimi muhtemelen bizi 4. boyuta sokacak. Burada, düşündüğümüz ve istediğimiz her şey hemen tezahür edecek. Bu Sevgi’yi ve Korku’yu içermektedir. NİYETİMİZ en yüksek öneme sahip olacak.


Bildiğimiz bir çok teknoloji işlemez hale gelecek. İstisnalar Sıfır Noktası ya da serbest enerjiye dayalı olan teknolojiler olabilir.


Sıfır Noktasına yaklaştıkça fiziksel bedenlerimiz değişmektedir. DNA’larımız 12 sarmallı yapıya yükseltilmekte. Yeni bir ışık beden yaratılmakta. Daha sezgisel bir hale bürünüyoruz.



Bütün bu bilgiler korkutucu nitelikte değildir. Yeni Işık Çağını getirecek olan bu değişimlere hazırlanın. Paranın ve zamanın ötesine geçiş yapıyoruz; korkuya dayalı kavramların tamamen ortadan kalkacağı bir dönem..


SCHUMANN REZONANSI UYUMLAMASI


Schumann Resonance; dünyanın kalp atışı = yeryüzünün doğal titreşimidir.


Dünyamızın manyetik alan titreşimi, zaman içinde gittikçe yükselmektedir. Eski ölçümlere göre, 7.8 hertz olan titreşim zamanımızda 12 hertz’e yükselmiştir. Bizler, kendi titreşim seviyemizi dünyanın titreşim seviyesiyle rezonans haline sokmamız durumunda hem biyolojik hem sprituel anlamda güclenmis oluruz.Schumann Resonance almak, bir şifa sistemine uyumlanmak değildir. Zaten titreşimimizi yükseltince, otomatik olarak şifa da gerçekleşir.Schumann Resonance’a uyumlandığınızda, yakından veya uzaktan uygulama ve uyumlama yapabilirsiniz.


Scumann Rezonansı uyumlamanızı istediğiniz sıklıkta ve titreşiminizi arttırmaya ihtiyaç duyduğunuz anlarda aktive edebilirsiniz.Schumann Resonance uyumlaması almak, tam da bu zamanda ve önümüzdeki zamanlarda faydalı olacaktır.


rezonans kanunu ile ilgili görsel sonucu


Schumann Rezonansı


Yeryüzünü çepeçevre saran gaz tabakasının bütününe Atmosfer denmektedir. Sınırları tam belirgin olmamakla birlikte Atmosfer ; (Yeryüzünden yukarıya doğru) Traposfer, Stratosfer, Mezosfer ve İyonosfer şeklinde 4 katmandan ibarettir.


Kozmos'dan ve Güneş'imizden gelen, enerji yüklü atom altı parçacıklar Atmosferin en üst katmanında bulunan Oksijen, Azot ve Hidrojen atomlarının elektronlarını kopartmakta, onları İyonize ederek (+)Pozitif Elektrik yüklü İYONOSFER tabakasını meydana getirmektedir. Yeryüzünden 500-600 km. yüksekte oluşan İyonosfer tabakasının sıcaklığı 1700 oC dereceye kadar çıkmaktadır. Atmosfere giren Göktaşlarını yakan, Onları yok ederek Dünyayı koruyan bu tabakadır. İyonosfer tabakası aynı zamanda Dünya Isısını belli seviyelerde tutarak canlılara yaşam imkanı sağlamakta, radyo dalgaları için yansıtıcı-ayna görevi de yaparak radyo ve telefon haberleşmesini mümkün kılmaktadır.


Kozmos' dan ve Güneş' imizden gelen enerji yüklü atom altı parçacıkların enerjisiyle devamlı yüklenen İyonosfer tabakası, bu enerjileri, yeryüzü ile İyonosfer tabakası arasında kalan boşluğa, şimşek ve yıldırımlar şeklinde durmaksızın boşaltmaktadır. Öyle ki her saniye 1000' nin üzerinde şimşek ve yıldırım şeklindeki elektrik enerjisi, yeryüzüne akmaktadır. Yeryüzü ve üzerindeki tüm canlılar da aşırı elektron akışı nedeniyle genelde (-)negatif elektrik yüklü bulunmaktadır. Şimşek ve yıldırımlar olarak yeryüzüne akan elektrik enerjisi, yeryüzü ile İyonosfer arasındaki boşlukta çeşitli elektro manyetik rezonans sahaları yani değişik frekanslarda titreşen elektromanyetik alanlar meydana getirmektedir. İşte bu elektromanyetik alanların titreşimine SCHUMANN Rezonansı denmektedir. (Bir gücün etkilemesi sonucunda ortaya çıkan titreşime Rezonans denir.) Zira bu rezonansların mahiyeti ilk defa 1952 yılında Alman Fizikçi W. O. Schumann tarafından açıklanmıştır.


Schumann Rezonansı, yeryüzü ile İyonosfer tabakası arasındaki boşluğun doğal titreşimidir. Tespitlere göre Schumann Rezonans sahasının frekansı 7.8,14, 20, 26, 33, 39 ve 45 Hertz aralıklarında değişmektedir. (Hertz = 1 Saniyedeki devir sayısıdır.) Diğer bir ifadeyle, yeryüzü ile İyonosfer tabakası arasındaki boşluk 7.8, 14, 20, 26 , 33 , 39 ve 45 Hertz aralıklarında titreşen Yedi elektro manyetik alan halindedir. Ancak en büyük manyetik alanın frekansı 7.8 Hertz' dir. İyonosfer tabakasından yeryüzüne akan enerji ile meydana gelen elektromanyetik alanlar, tüm tabiat olaylarını ve tüm canlıları etkilemekte ve tetiklemektedir.


Zira hepimiz biyokimyasal süreçlerle elektrik üreten, ürettiğimiz elektron akımlarıyla düşünen, hisseden, kaslarımızı ve bedenimizi hareket ettiren, çalışan, konuşan ve faaliyet gösteren varlıklarız. Yani tüm madde alemi nasıl atomlarının titreşimi nisbetinde ürettiği enerji kadar etraflarında elektromanyetik alanlar teşekkül ettiriyorsa, tüm canlılar da hücresel vibrasyonları nisbetinde ürettikleri enerji kadar çevrelerinde elektromanyetik alanlar teşekkül ettirmektedir. Sahip olduğumuz elektromanyetik alanlar da, çevresel elektromanyetik alanların değişiminden ve frekansından etkilenmektedir. Tüm dünyayı çepeçevre sararak, tüm doğayı ve canlıları etkiliyen Schumann Rezonansı bu nedenle çok önemli olup dünyanın önde gelen fizik araştırma merkezleri tarafından devamlı ölçülerek kontrol edilmektedir.


Schumann Rezonansı kayıtlarını tutan merkezlerin verilerine göre, 1980 yılından sonra yapılan Schumann Rezonası ölçümlerinde, ortalama 7.8 Hertz olan en büyük manyetik alanın frekansının yükseldiği ve 11 Hertz' in üzerine çıktığı, Ayrıca saniyede 1000' nin üstünde olan yıldırım ve şimşek çakmalarının da, saniyede 2000' ne çıktığı tespit edilmiştir. Yani tüm dünyayı çepeçevre saran en büyük elektro manyetik alanın, çok uzun süreden beri sabit olan frekansı 7.8 Hertz' den 12 Hertz' e çıkmış, Aynı zamanda İyonosfer tabakasından yeryüzüne akan elektrik enerjisi de toplam olarak eskisinin 2 katına çıkmış bulunmaktadır.

Meditasyon, dilek, niyet, imgeleme ve benzeri çalışmaları yapmadan önce schumann rezonansına bağlanarak evrenle bağlantı kurabilirsiniz.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder