Booking.com

SENİ SEVİYORUM...ÖZÜR DİLERİM....LÜTFEN BENİ AFFET... TEŞEKKÜR EDERİM..










ZERO LİMİT (SIFIR LİMİT)


JOE VİTALE

HO’ OPONO PONO HO’ O = SEBEP PONOPONO= MÜKEMMELLİK

Ho’ opono pono bir affetme, tövbe ve değişim sürecidir.


Bütün sorunlar düşünce olarak başlar. Ama sorun bir düşünceye sahip olmak değildir. Sorun bütün düşüncelerin acı dolu anılarla-kişilerin, yerlerin ya da nesnelerin anıları-aşılanmış olmasıdır.


Ho’ opono pono yapmak için, sorunun ya da yanlışın ne olduğunu bilmek zorunda değilsiniz. Tüm yapmanız gereken fiziksel, zihinsel, duygusal ya da her ne ise deneyimlemekte olduğunuz sorunu fark etmektir. Fark ettiğiniz zaman, sorumluluğunuz hemen arınmaya, özür dilerim lütfen beni affet demeye başlamaktır.


“Eğer bir sorunu çözmek istiyorsanız kendi üzerinizde çalışın. Eğer sorun bir başkası ile ilgiliyse kendinize sadece şunu sorun. “Kendi içimde, bu insanın beni kızdırmasına neden olan ne oluyor?” İnsanlar hayatınıza sadece sizi öfkelendirmek için gelirler! Eğer bunu bilirseniz her türlü durumu kaldırabilirsiniz. Nasıl? Basit: “Şu anda neler oluyorsa, bunun için üzgünüm. Lütfen beni affet.”


Birisi sırtım ağrıyor diye size gelirse “ içimde, bu insanın sırt ağrısı olarak kendini gösteren ne oluyor?” Bu hayata kendisine şapka çıkartan bir bakış şeklidir.


Ho’ oponopono da kişi içindeki yanlışları düzeltmek için Sevgiyi talep eder. “Özür dilerim. İçimde sorun olarak kendini gösteren ne olup bitiyorsa, lütfen beni affet” dersiniz. Böylece Sevginin sorumluluğu kişinin içindeki kendini sorun olarak ortaya çıkaran yanlışları tamamen değiştirmek olur.


Eksiksiz sorumluluk her şeyi kabul etmek demektir. Hatta hayatınıza giren insanları ve onların sorunlarını, çünkü onların sorunları sizin sorununuzdur. Onlar sizin hayatınızdalar ve eğer hayatınızın tüm sorumluluğunu alıyorsanız, o zaman onların deneyimlemekte olduklarının da tüm sorumluluğunu üzerinize almak zorundasınız.


Bunu yaşamak, yaşamı asla eskisi gibi olmayacak şekilde değiştirmektir.


Tek kesin yol “Seni Seviyorum” iledir. İyileştirmenin anahtarı bu koddur. Ama bunu kendi üzerinizde kullanırsınız, başkalarının değil. Onların sorunu sizin sorununuzdur, unutmayın dolayısıyla onlar üzerinde çalışmak size yarar sağlamayacaktır. Onların iyileşmeye ihtiyacı yok, sizin var. Kendinizi iyileştirmelisiniz. Hafıza düşünmektir. Esinlenme izin vermektir. Çoğumuz esinlenmeden kat kat fazla hatıralarla yaşıyoruz. Bunu bilinçsizce yapıyoruz. Çünkü bizler genelde bilinçsiziz.


Ho’ oponopono kolay değildir. Bağlılık gerektirir. Anında siparişinizi aldığınız bir hazır yemek büfesi değildir. Tanrı sipariş almaz. Sürekli arınma, arınma, arınma gerektirir.


Yaşamımızda rol alan tüm unsurları anlama şansına sahip değiliz. Onları serbest bırakmalıyız. Güvenmeliyiz.


Seni seviyorum cümlesinde her şeyi değiştiren 3 element var. Minnettarlık, hürmet ve dönüşüm.


Dünyada olan bir program ve bizler ona yakalanıyoruz. Biri kaptığında ve sen de bunu fark ettiğinde, sana da geçmiş oluyor. Olay %100 sorumluluk almaktır. Kendini arındırdığında herkesten o programı arındırmış oluyorsun.


Hayattaki tek seçim arınmak ve arınmamak. Ya hatıradan ya da esinlenmeden gelirsin.


Tanrı yukarıdan aşağıya zihninize bir mesaj (ilham) yollar. Eğer hatıralar canlanıyorsa hemen hemen her zaman canlarılar, bırakın ilhama göre hareket etmeyi, onu duymayız bile. Zihninizdeki görüntüyle o kadar meşgulsünüzdür ki, onu duymazsınız.


Tanrı bir mesaj yollar ve sen de ya buna göre hareket edersin ya da etmezsin. Hareket edersen her şey yolundadır. Etmezsen sorunlar olabilir.


Sadece 2 yasa deneyimleri gerçekleştirir. Tanrısal olandan gelen esinlenme ve Bilinçaltında depolanmış hafıza, önceki yepyeni ve sonraki eski.


Kısacası niyet esinlenme ile karşılaştığında zayıf bir kırıntıdan başka bir şey değildir. Bir şey yapma konusunda niyet etmeye devam ettiğin sürece, onun ne olduğuyla savaşmaya devam ediyorsun. Kendini esinlenmeye teslim ettiğin anda ise, yaşam başkalaşıyor.


Sıfır konumundayken ve sıfır sınırlar varken, orada senin için olanı yapmaktan başka hiçbir şey yapmazsın, niyetlere ihtiyaç duymazsınız. Sadece alır ve harekete geçersiniz. Ve mucizeler gerçekleşir.


Seçimin arınmak ya da arınmamaktır. Eğer netsen, o zaman esin geldiğinde sadece harekete geçersin. Onun hakkında düşünmezsin. Onun hakkında düşünmeye başlarsan o zaman esini bir şeyle kıyaslıyorsun demektir. Kıyasladığın şey hatıradır. Hatırandan arın ve seçim yapmak zorunda kalma. Sadece esin olsun ve düşünmeden o esin üzerine harekete geç. Bu kadar.


Herkes kendi rolünü oynadığında sonuçlar iyi olur. Sorunlar siz ben gibi ya da ben siz gibi olmaya çalıştığımızda başlar.


Net olduğunda para sahibi olabilirsin. Eğer kırgınlarsa net değiller demektir. Hatıralar parayı uzaklaştırabilir. Evren sana parayı eğer sen onu kabul edersen verir. Parayı uzak tutan ya da onu görmeni engelleyen tekrar eden hatıralardır.


İnancın yönlendirdiği bir dünyada yaşıyoruz. Neye inanırsan o oluyor. Bu her şekilde günü geçirmenizi sağlar. Deneyimlerinizi size anlamlı gelen algılamalarla sınırlar. Ve dünya görüşünüzle, inanç sisteminizle uyuşmayan herhangi bir şey yolunuza çıktığında, onu mantığınıza göre açıklamanın bir yolunu bulursunuz ve uyuşmasına zorlarsınız. Ya da bir antidepresan alırsınız.


Egonuzu ve egonuzun isteklerini fark ettiğinizde size yol gösterecek çok daha iyi bir şeye izin verirsiniz. Tanrıya.


“SENİ SEVİYORUM” u ve diğer ifadeleri söylerek, aydınlanmanın en az üç evresi vardır.


1- SİZ KURBANSINIZ. Hepimiz güçsüz olduğumuz duygusuyla dünyaya geliriz. Çoğumuzda bu duyguyu taşımaya devam eder. Dünyanın bizim, dışımızda döndüğünü düşünürüz. Hükümet, komşular, toplum, kötü insanlar hiçbir etkimizin olmadığını hissederiz. Yakınırız şikayet ederiz. Protesto ederiz. Hayat genelde, bazı istisnalar hariç, berbattır.


2- İDAREYİ ELE ALIYORSUNUZ. Bir an gelir, bir sebeple kendi gücünüzün farkına varırsınız. Amaç edinmenin gücünü fark edersiniz. İstediğiniz şeyi gözünüzde canlandırmak, harekete geçmek ve ona ulaşmak için gereken güce sahip olduğunuzu görürsünüz. Mucizelerle kaşılaşmaya başlarsınız. Bazen çok iyi sonuçlar edinirsiniz. Hayat, genel olarak gayet güzel görünmeye başlar.


3- UYANIYORSUNUZ. İkinci evreyi geçtikten sonra, amaçlarınızın kısıtlamalarınız olduğunu fark etmeye başlarsınız. Yeni bulduğunuz güçle hala her şeyi kontrol edemediğinizi görmeye başlarsınız. Daha yüce bir güce teslim ettiğiniz zaman, mucizelerin gerçekleştiğini fark etmeye başlarsınız. Anbean Tanrı ile olan bağlantınızın farkındalığını deneyimlemeye başlarsınız. İlham size geldiğinde onu fark etmeyi ve ona göre hareket etmeyi öğrenirsiniz. Seçim yapabileceğinizi ama yaşamınızı kontrol edemeyeceğinizi anlarsınız. Yapabileceğiniz en harika şeyin her anı kabul etmek olduğunu anlarsınız. Bu evrede mucizeler olur ve her seferinde sizi şaşkına çevirir. Genelde sürekli bir şaşkınlık, hayret ve şükran duygusu yaşarsınız.


ZERO LİMİT (SIFIR SINIR) TEMEL İLKELER


1- NELER OLDUĞUNA DAİR HİÇBİR BİLGİNİZ YOK.


İçinizde ve etrafınızda olan her şeyin, bilinçli ya da bilinçsiz, farkında olmanıza imkan yoktur. Tam şu anda kendi gerçeğinizi yaratmaktasınız. Ama bu olay bilinçli bilginiz ya da kontrolünüz dışında, bilinçsizce olmaktadır. Bu nedenle istediğiniz kadar olumlu düşünün yinede yaralanırsınız. Yaratıcı olan bilinçli zihniniz değildir.


2- HERŞEYİ KONTROLÜNÜZ ALTINDA TUTAMAZSINIZ.


Elbette ki, olan her şeyden haberiniz olmadığı için onları kontrol de edemezsiniz. Dünyaya emredebileceğinizi düşünmek egosal bir hatadır. Seçim sizin elinizde ama kontrol değil. Ne deneyimlemeyi tercih edeceğinize karar vermek için bilinçli zihninizi kullanabilirsiniz, ama onu ifade edip edemeyeceğinizi ya da bunu nasıl ve ne zaman yapacağınızı kendi haline bırakmalısınız. Teslimiyet anahtardır.


3- YOLUNUZA HER NE ÇIKARSA ONU İYİLEŞTİREBİLİRSİNİZ.


Yaşamınızda önünüze çıkan her şey, oraya nasıl geldiğine bakmaksızın, iyileştirmek içindir. Çünkü şu anda sizin radarınızdadır. Buradaki Varsayım eğer onu hissedebiliyorsanız, iyileştirebilirsiniz de. Eğer onu fark edebiliyorsanız, ona sahipsinizdir. Neden hayatınızda olduğunu yada oraya nasıl geldiğine dair hiçbir bilginiz olmayabilir, ama artık farkında olduğunuza göre, onu serbest bırakabilirsiniz. Karşılaştığınız şeyleri ne kadar iyileştirirseniz, tercih ettiklerinizi ifade etmekte o kadar net olursunuz, zira başka şeyler kullanmak için gereken enerjiyi serbest bırakmış olursunuz.


4- TÜM DENEYİMLERİNİZDEN % 100 SORUMLUSUNUZ.


Hayatınızda başınıza gelenler sizin suçunuz değildir. Ama sizin sorumluluğunuzdur. Kişisel sorumluluk kavramı, söylediğiniz, yaptığınız, yada düşündüğünüzün ötesindedir. Hayatınızda yer alan diğer herkesin dediklerini, yaptıklarını ve de düşündüklerini içerir. Kısacası şu anki gerçeğiniz için hiç kimseyi ya da hiçbir şeyi suçlayamazsınız. Tüm yapabileceğiniz, onun sorumluluğunu almak, yani onu kabul etmek, ona sahip çıkmak ve onu sevmektir. Karşılaştığınız şeyleri ne kadar çok iyileştirirseniz kaynak ile o kadar uyumlu olursunuz.


5- SIFIR LİMİTE BİLETİNİZ “SENİ SEVİYORUM” CÜMLESİNİ SÖYLEMEKTİR.


Bu cümleyi Tanrıya söylemek içinizdeki her şeyi temizler ve böylece şu anın mucizesini yaşayabilirsiniz. Amaç her şeyi sevmek. Fazla kiloyu, bağımlılığı, sorunlu çocuğu yada komşuyu, eşi sevin hepsini sevin. Sevgi sıkışıp kalmış olan enerjiyi değiştirir ve serbest bırakır. Seni Seviyorum demek Tanrıyı deneyimleme dileğinizin gerçekleşmesidir.


6- İLHAM NİYETTEN DAHA ÖNEMLİDİR.


Niyet zihnin oyuncağıdır. Esinlenme Tanrı dan bir bildirimdir. Niyet egonun sınırlı görüşünü temel olarak hayatı kontrol etmeye çalışmaktır. Esinlenme Tanrı dan gelen mesajı almak ve buna göre hareket etmektir.


“ÖZÜR DİLERİM” ve “LÜTFEN BENİ AFFET”


Bunu ne olduğunu bilmediğimiz bir şeyin beden/zihin sistemimize girmiş olduğunu kabul etmek için söylersiniz. Oraya nasıl girdiği hakkında hiçbir bilginiz yoktur. Bilmek zorunda değilsiniz. Eğer fazla kilolu iseniz, sizi bu hale getiren programa yakalanmışsınızdır sadece. “Özür Dilerim” derken Tanrı ya içinizden size getirmiş olduğu şey için af dilediğinizi söylüyorsunuz. Tanrı dan sizi affetmesini istemiyorsunuz. Tanrı dan sizi sizin kendinizi affetmeniz için yardım istiyorsunuz.


Bundan Sonra “Teşekkür Ederim” dediğiniz zaman, minnettarlığınızı ifade etmiş oluyorsunuz. Sorunun onunla ilgili olan her şeyin mutlak iyiliği için çözüleceği inancını gösteriyorsunuz.


“Seni Seviyorum” tıkanık enerjinin akmasını sağlar. Sizi Tanrı ya bağlar. Sıfır konumu saf sevgi ve sıfır limit olduğu için, sevginizi ifade ederek o konuma gelmeye başlıyorsunuz.


Bundan sonra olacaklar Tanrı ya kalmıştır. Bir esinleme doğabilir. Bu her ne ise, onu yapın. Yapacağınız hareketten emin değilseniz aynı iyileştirme metodunu kafa karışıklığınız için kullanın. Net olduğunuzda ne yapmanız gerektiğini bileceksiniz.


Sorunlar neler olduğunu bile bilmeden çözülebilir. Bunu fark etmek ve takdir etmek benim için bütünüyle bir rahatlama ve sevinçtir. Sorunları çözmek için, iki soru sorulmalıdır. Ben kimim? Kim Sorumlu?


Bilinçaltı zihin dolaylı olarak taklitçi ve yankı yapan hatıraların tekrarını deneyimler. Tamamen hatıraların dikte ettiği şekilde hareket eder, görür, hisseder ve karar verir. Bilinçli zihinde farkında bile olmadığı hatıraların tekrar etmesiyle işlev görür.


1- Bilinçli zihin, hatıraları boşluğa dönüştürmek için Tanrısal Zekaya bir dua olan Ho’ oponopono sorun çözümleme sürecini başlatır. Sorunun bilinçaltı zihninde tekrar eden hatıralar olduğunu ve onlardan %100 sorumlu olduğunu bilir. Dua bilinçli zihinden Bilinçaltı zihnine doğru hareket eder.


2- Duanın aşağıya, Bilinçaltı Zihnine akışı hatıraları yavaş yavaş değişime alır. Bundan sonra dua Bilinçaltı Zihinden yukarıya, süper bilinçli zihine doğru hareket eder.


3- Süper bilinçli zihin duayı gözden geçirir, gerekli değişiklikleri yapar. Çünkü o daima Tanrısal Zeka ile aynı tınıdadır, gözden geçirme ve değiştirme gücüne sahiptir. Bundan sonra dua son defa incelenmek ve göz önüne almak üzere Tanrısal Zekaya gönderilir.


4- Süper bilinçli zihin tarafından yukarıya gönderilen duanın gözden geçirilmesinden sonra, Tanrısal zeka dönüşüm için gereken enerjiyi süperbilinçli zihne yollar.


5- Dönüşüm enerjisi buradan aşağıya, bilinçli zihne akar.


6- Ve bundan sonra dönüşüm enerjisi Bilinçli zihinden aşağıya Bilinçsiz zihine akar. Dönüşüm enerjisi önce belirtilen hatıraları etkisiz hale getirir. Etkisiz hale gelen enerjiler yok olurlar ve yerlerini boşluğa bırakırlar.
Düşünme ve Suçlama tekrar eden hatıralardır.


Hatıralardan tek bir kerede ve sonsuza dek kurtulmak için, tamamen arındırılması gerekir.


Bütün yaşam deneyimleri tekrar eden hatıraların ve esinlenmelerin ifadeleridir. Depresyon, düşünme, suçlama, fakirlik, nefret, gücenme ve keder, sızlanmaların ön üzülmeleridir.


Bilinçli zihnin bir seçimi vardır. Ya sürekli bir arınma başlatacaktır, ya da hatıraların sürekli olarak tekrar etmesine izin verecektir.


Ho’oponopono yu kullanma şekli


Dışarıda kendini …………………….. olarak gösteren içimde deneyimlediğim her ne ise seni seviyorum özür dilerim lütfen beni affet teşekkür ederim. Andan ana ho’oponopono.


(……….. yerine sorun her ne ise o söylenecektir.)

Kitaptan bazı öneriler
“Teşekkür Ederim” tıpkı “Seni Seviyorum” daki gibi zihinsel olarak tekrar tekrar söylenebilir.
Çilek ve Yaban mersini hatıraları temizleyen bitkilerdir.
Kapağı metal olmayan mavi renkli bir cam şişe alın. İçine su doldurun. Mavi şişeyi güneşin altına ya da elektrik ampulünün altına en az 1 saatliğine koyun. İçin, yemek pişirin, Banyodan sonra onunla durulanın. Bilinçaltı zihindeki tekrar eden hatıraları temizler.
Su içmek bilinçaltındaki (çocuk) anıları, tekrar eden sorunları değiştirir ve bedenin hepsinden arınmasına ve Tanrının içeri girmesine izin verir. Bedenin kendi kendine çalışmak için en çok sevdiği şey sudur. Aç olduğunu hissedebilirsin, ama aslında bedenin sana susadığını anlatmak istiyor olabilir.
Bedeninle konuş. “Seni bu halinle seviyorum. Benimle olduğun için teşekkür ederim. Eğer her hangi bir nedenle benim tarafımdan kötüye kullanılmış olduğunu hissettiysen, lütfen beni affet”. Bedenini ziyaret et. Ziyaretin sevgi ve şükran ziyareti olsun. “Beni taşıdığın için teşekkür ederim” Küçük bir çocuğa konuşur gibi konuş, Hayat arkadaşın olarak gör. Bir hizmetçi olarak değil.


ZERO LİMİT Kitabının kısa bir özetidir

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder