Booking.com

Huzurlu Kalp-Meditasyon



Şiva dedi ki: Herhangi bir pozisyonda, koltuk altlarının arasındaki alana yavaş yavaş büyük bir huzur yayılır.



Çok basit bir yöntemdir, ama mucizevi biçimde işler- deneyin bunu. Herkes deneyebilir bunu, tehlikesi yoktur. Rahat bir pozisyonda; birinci unsur gevşek bir pozisyonda olmaktır -rahatça, size nasıl rahat gelirse. O halde belli bir duruşu veya asana’yı denemeyin. Buda, özel bir pozisyonda oturur. Onun için rahattır bu. Bir süre uygularsanız sizin içinde rahat hale gelebilir;…….OSHO

Bir süre uygularsanız sizin içinde rahat hale gelebilir; ama en başta sizin için kolay olmayacaktır. Hemen şimdi, size rahat gelen herhangi bir duruşa geçin. Duruşla çaba harcamayın. Rahat bir iskemleye oturup gevşeyebilirsiniz. Yanlızca bedeniniz gevşek bir durumda olmalıdır.

Sadece yumun gözlerinizi ve tüm bedeninizi baştan aşağıya duyumsayın. Belirli bir gerilim olup olmadığına bakmak üzere bacaklarınızdan başlayın. Bir yerinizde belirli bir gerilim hissederseniz, bir şey yapın: Onu biraz daha gerginleştirin. Bacakta, sağ bacakta bir gerilim hissediyorsanız, bu gerilimi mümkün olduğunca yoğunlaştırın o zaman. Doruğa çıkarın onu ve birden gevşetin; böylece gevşemenin oraya nasıl yerleştiğini hissedebilirsiniz. Sonra, bir yerde belirli bir gerilim olup olmadığını bularak tüm bedenin üzerinde dolaşın. Gerilimi nerede bulursanız çoğaltın; çünkü, yoğun olduğu zaman onu gevşetmek kolaydır. Tam yarı düzeyde çok daha zordur bu; zira onu duyumsayamazsınız.

Bir uçtan öteki uca hareket etmek kolay, çok kolaydır; çünkü en son uç, ötekine hareket durumu yaratır. Şu halde yüzde belirli bir gerilim hissederseniz, tüm yüz kaslarınızı mümkün olduğunca gerin, gerilim yaratın ve bunu doruğa çıkarın. Daha fazlasının artık mümkün olmadığı bir noktaya götürün onu- o zaman aniden gevşetin. Böylece, bedenin tüm bölümlerinin, tüm eklemli uzuvlarınızın gevşediğini görün.

Yüz kaslarınızla özellikle meşgul olun; çünkü, bunlar gerilimlerin yüzde doksanını taşırlar- bedenin geri kalan yerlerindeki gerilim yalnız yüzde ondur- çünkü gerilimlerimizin hepsi akıldadır ve yüz depolama işlevi yapar. O halde yüzünüzü mümkün olduğunca kasın; utanmayın bundan. Onu yoğun biçimde kaygı, tedirginlik haline sokun- sonra da birden gevşetin. Beş dakika boyunca yapın bunu; böylece, şimdi tüm bedenin, her eklemli uzvun gevşediğini hissedebilirsiniz.

Bunu yatağa uzanarak ve oturarak da yapabilirsiniz- size hangisi kolay gelirse.

İkinci husus: Bedenin rahat bir duruşa geçtiğini duyumsadığınız zaman, fazlaca abartmayın bunu. Sadece bedenin gevşediğini duyumsayın, sonra da bedeni unutun. Çünkü aslında bedeni hatırlama, bir tür gerilimdir. Böylece, onu fazlaca abartmayın dememin nedeni budur. Bedeni gevşetin ve unutun onu. Unutma gevşemedir; zira, ne zaman çok fazla hatırlarsanız, bu aşırı hatırlama bedene bir gerginlik getirir.

O halde yumun gözlerinizi, iki koltuk altı arasındaki alanı duyumsayın sadece: Kalp alanını, göğsünüzü. Önce onu duyumsayın, tam iki koltuk altı arasını, bütün dikkatinizi, bütün farkındalığınızı oraya toplayın. İki koltuk altı arasındaki kalp alanı, göğsünüz dışında tüm bedeni unutup, bu bölgenin büyük bir huzurla dolduğunu hissedin.

Beden gevşediği anda, kalbinizde huzur kendiliğinden meydana gelir. Kalp sessiz, gevşemiş ahenkli bir hal alır. Tüm bedeni unuttuğunuz ve dikkatinizi sadece göğse çevirdiğiniz zaman, onun huzurla dolduğunu bilinçli olarak hissedin, derhal daha fazla huzur meydan gelecektir.

Bedende iki alan, özel duyguların bilinçli olarak yaratılabildiği belli merkezler vardır. İki koltuk altının arası kalbin merkezidir; ne zaman meydana gelirse, sizde meydana gelen tüm huzurun kaynağı kalbin merkezidir. Ne zaman huzurlu olursanız, huzur kalpten geliyordur. Huzuru kalp yayar. Bu nedenledir ki dünya üzerinde sınıf, din, ülke, kültürlü ya da kültürsüz ayrımı olmaksızın, her ırktan insanlar bunu hisseder: sevginin kalpten kaynaklandığını. Bilimsel hiçbir açıklaması yoktur bunun.

Böylece, ne zaman sevgiyi düşünseniz, kalbi düşünürsünüz. Gerçekten de, ne zaman aşık olsanız gevşersiniz ve gevşediğinizde belirli bir huzurla dolarsınız. Bu sevgi kalpten gelir. Huzur ve sevgi birleşmiştir, bağdaşmıştır. Ne zaman aşık olsanız, huzur içindesinizdir; aşık olmadığınız zamanlarda da huzurunuz kaçar. Huzur sayesinde kalp sevgiyle birleşir.

Şu halde iki şey yapabilirsiniz. Sevgiyi arayabilirsiniz, bazen huzur duyacaksınız o zaman. Ama yol tehlikelidir, çünkü sevdiğiniz öteki kişi sizden daha önemli olmuş hale gelebilir. Öteki ötekidir; bir bakıma bağımlı oluyorsunuz. O halde sevgi size huzur verecektir, ama her zaman değil. Orada birçok sıkıntı, birçok keder ve tedirginlik anı olacaktır; zira, işin içine öteki kişi girmiştir ve ne zaman öteki kişi girse bazı sıkıntılar zorunlu olur. Çünkü öteki kişiyle sadece yüzeyde buluşabilirsiniz; yüzeyse altüst edilebilecektir. Sadece bazı zamanlarda- her ikiniz de, hiç çekişmesiz derin sevgi duyacağınız zaman- rahatlamış olacaksınız ve kalp huzurla şevklenecektir.

Şu halde, sevgi size ancak huzurun anlık görüntülerini verir; ama, asla gerçekte huzur içinde hiçbir yerleşim, hiçbir kök salma olanağı veremez. Onun aracılığıyla sonsuz huzur mümkün değildir; sadece anlık görüntüler mümkündür. İki anlık görüntü arasındaysa çatışma, şiddet, nefret ve öfkenin derin vadileri olacaktır.

Diğer yol, huzuru sevgi aracılığıyla değil, doğrudan doğruya bulmaktır. Huzuru doğrudan bulabilirseniz- yöntem budur- yaşamınız sevgiyle dolacaktır. Ama, şimdi sevginin niteliği farklı olacak. Sahiplenen bir sevgi olmayacak, bir kişi üzerinde odaklanmayacak. Bağımlı olmayacak, kimseyi size bağımlı kılmayacak. Sevginiz, sadece bir sevecenlik, bir merhamet, derin bir tutku halini alacak.

Artık hiç kimse, bir sevgili bile sizi rahatsız edemez; zira, huzurunuz şimdiden kök salmıştır, sevginiz bir gölge gibi içsel huzurunuzdan gelmektedir. Tüm olay tersine dönmüştür. Buda da seviyor; ama onun sevgisi büyük bir ıstırap değildir. Severseniz acı çekeceksiniz, sevmezseniz acı çekeceksiniz. Sevmezseniz yokluktan acı duyarsınız; severseniz aşkın varlığından acı duyarsınız. Yüzeydeniz ve yaptıklarınız size anlık doyumlar verebilir sadece; sonra da yeniden karanlık vadiyi.

Kalp, doğallıkla huzurun kaynağıdır; hiçbir şey yaratmıyorsunuz böylece. Her zaman orada olan bir kaynağa geliyorsunuz yalnızca. Bu hayal gücü huzuru yaratmayacak, kalbin huzurla dolu olduğunun farkında olmanıza yardım edecek. Tantra tutumu ile Batı’daki hipnotizma arasındaki fark budur: Hipnotizmacılar bunu sizin hayal gücünüzle yarattığınızı düşünürler; tantra bunu sizin yaratmadığınızı düşünür- hayal gücü sayesinde orada zaten bulunan bir şeye alışmış hale gelmişsinizdir. Hayal gücüyle yarattığınız herhangi bir şey sürekli olamaz. Gerçek değilse sahtedir, gerçek dışıdır; bir halüsinasyon yaratıyorsunuzdur o zaman.

Şunu deneyin: Ne zaman iki koltuk altı arasındaki huzurla dolduğunuzu, huzurun kalp merkezinize yayıldığını duyumsama yeteneğinde olursanız, dünya aldatıcı görünecektir. Dünya aldatıcı hissi verip, öyle göründüğü zaman, bu meditasyona girdiğinizin işaretidir. Dünyanın aldatıcı olduğunu düşünmeyin; düşünmeye gerek yok- duyumsayacaksınız bunu. Ansızın aklınıza şu gelecek “Dünyaya ne oldu?”. Dünya birdenbire hülyalı, rüya gibi bir varoluşa erişti. Orada sadece perdedeki bir sinema filmi gibidir dünya. Gerçek gibi görünür; üç boyutlu bile olabilir- sadece aksettirilmiş bir şey gibi görünür. Dünya aksettirilmiş bir şey değildir, gerçekdışı da değildir aslında- hayır. Dünya gerçektir, ama siz mesafe yaratıyorsunuz; mesafe isse gitgide büyüyor, daha büyüyor. Dünya hakkında ne hissettiğinizi bilerek, mesafenin büyüyüp büyümediğini anlayabilirsiniz. Bu nedenle bu ölçüttür. Bu gerçeklik değildir- dünyanın gerçekdışı oluşu- meditasyona ait bir ölçüttür. Dünya gerçekdışı olsaydı, varlığın içinde odaklanmış olurdunuz. Yüzey ve siz pek uzaklaştınız şimdi; yüzeye nesnel bir şey, sizden başka bir şey gibi bakabiliyorsunuz. Özdeşleşmiyorsunuz.

Bu teknik çok basittir; bunu denerseniz pek fazla zamanınızı almayacaktır. Hatta bazen daha ilk çabada bu teknikle onun güzelliğini ve mucizesini duyumsayacaksınız. O halde deneyin bu tekniği. Ama, ilk çabada duyumsamıyorsanız bile hayal kırıklığına uğramayın. Bekleyin ve bunu yapmayı sürdürün. O kadar kolaydır ki, her zaman yapabilirsiniz. Gece yatağınızda yatarken yapabilirsiniz; sabahları tam uyandığınızı hissederken yapabilirsiniz. Önce bunu yapın ve sonra kalkın; on dakika bile yeter, ya da gece tam uykuya dalmadan önce on dakika. Dünyayı gerçekdışı yapın, uykunuz pek derin olacaktır -şimdiye kadar hiç böyle uyumamış olabilirsiniz. Dünya tam uykuya dalmadan önce gerçekdışı olursa, rüyalar daha az olacaktır; zira, dünya rüya haline geldiyse, rüyalar devam edemez. Eğer dünya gerçekdışıysa, tamamiyle gevşersiniz, aksi halde dünyanın gerçeği sizde çarparak, şiddetle vurarak sürer.

Bildiğim kadarıyla, bu teknik -onu uykusuzluktan rahatsız olan çok sayıda kişiye tavsiye ettim- son derece yardımcı olur. Dünya gerçekdışı olursa, gerilim dağılır. Sınırdan uzaklaşabilirseniz, çoktan derin bir uyku durumuna doğru yola çıkmışsınızdır -uyku gelmeden önce zaten onun derinliğindesiniz. O zaman sabahleyin güzeldir bu; çünkü, pek tazesiniz, pek gençsinizdir, tüm enerji titreşip tam o sırada merkezden çembere geri gelmektedir.

Artık uyku bitip de, uyanık hale geldiğiniz anda hemen gözlerinizi açmayın. Önce şunu yapın: Bütün geceden sonra beden tazelik ve canlılık hissederek gevşedi; bu yüzden on dakika için bu deneyi yapın, sonra gözlerinizi açın. Gevşeyin. Zaten gevşiyorsunuz; fazla zamanınızı almayacak. Yalnızca gevşeyin. Bilincinizi kalbe, iki koltuk altının arasına getirin. On dakika boyunca huzur içinde kalın, sonra da gözlerinizi açın. Dünya tamamiyle farklı görünecek; çünkü, huzur gözlerinizden de yayılacaktır. Bütün gün farklı duygular taşıyacaksınız -sadece farklı duygular taşımakla kalmayıp, insanların size karşı farklı davrandıklarını duyumsayacaksınız.

Her ilişkiye bir şey katabilirsiniz. Eğer katkınız bulunmazsa, insanlar farklı biçimlerde davranırlar; zira, sizin değişik bir kişi olduğunuzu hissederler. Farkında olmayabilirler de. Ama, siz huzur dolu olduğunuz zaman, herkes size farklı davranacaktır. Daha sevecen ve daha kibar, daha az dik başlı, daha açık, daha yakın olacaklardır. Orada çekim vardır. Huzur çekimdir. Huzurlu olduğunuz zaman, insanlar size daha yakınlaşır; rahatsız olduğunuz zaman herkes sizi reddeder. Bu öyle fiziksel bir olgudur ki, kolayca gözlemleyebilirsiniz. Ne zaman huzur içinde olursanız, herkesin yakınınıza gelmek istediğini hissedeceksiniz; zira, bu huzur yayılır, çevrenizde bir titreşim halini alır. Huzur halkaları çevrenizde hareket eder; kim yakına gelirse, size daha yakın olma duygusu taşır -aynı bir ağaç gölgesi gibi; gölgede hareket etme ve orada dinlenme fikrine kapılırsınız.

OSHO

Meditasyon “İlk ve Son Özgürlük”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder