Booking.com

EGO HEP YÜKSEK DAĞLARI İSTER


Ego hep yüksek dağları ister, küçük tepelerde rahat etmez. Hatta, bu bir eziyet olsa dahi, o bir tepecik değil Everest olmalıdır.Mutsuzluk, perişanlık sıradan olmamalıdır. Ego, sefaletinizin de olağanüstü olmasını arzular!

İnsanlar sebepsiz yere büyük problemler yaratmaya devam ediyorlar. Bugüne kadar binlerce insanla onların problemleri üzerine konuştum ve gerçek bir sorunla henüz karşılaşmadım. Tüm problemler yapmacık, uydurma -onlar olmadan kendini bomboş hissettiğinden, onları sen yaratıyorsun. Onlarsız yapacak bir şeyin yok, kavga edecek biri, gidecek bir yer yok. Bir gurudan diğerine, bir ustadan diğerine, bir psikiyatristten diğerine, bir gruptan diğerine... Aksi halde kendini boşlukta hisseder aniden hayatın anlamsızlaştığını görürsün. Hayatınnasıl zor birşey olduğunu, büyüdüğünü hissetmek için sürekli problemler yaratır ve onlarla ölesiye mücadeleye girişirsin.

Ego sadece mücadelenin olduğu yerde vardır -bunu hatırla; sadece kavga ederken. Şayet sana "Gidip üç sinek öldür, "aydınlanacaksın" desem, bana asla inanmazsın: "Üç sinek!Aydınlanmak; Bu kadar kolay olmamalı. Bu akılcı görünmüyor... Halbuki "yedi yüz aslan öldürün" demiş olsam, bundan çok daha fazla hoşlanırdın. Daha büyük problem, daha büyük mücadele... ki bu mücadele yoluyla egon büyür, yükseklere süzülür...

Sen problemleri yaratırsın. Problemler mevcut değildir.

Din adamları ve psikanalistler ve gurular -onlar çok mutlular, çünkü tüm ticaretleri sadece sana bağlı. Sen bir hiçten tepeler yaratıp, sonrada bu tepeleri yüksek dağlara dönüştürmesen, sana yardım edecek olan gurunun işlevi ne olacaktı? Önce yardım alabilecek bir şekle gelmelisin!

Gerçek ustalar ise başka bir şey söylüyorlar. Onlar "Lütfen ne yaptığına bir bak, yaptıklarının anlamsızlığına bir bak. Önce bir problem yaratıyor, sonra ona çözüm arayışlarına girişiyorsun. Sadece neden bu problemleri yarattığına bak, işin en başı; problemi oluşturmaya başladığın nokta çözümün ta kendisidir ; yani onu hiç yaratmamak" diyorlar. Ancak bu sana hiç hitap etmeyecektir. Yapacak bir şey, mücadele yoksa aydınlanma da yok ! Satori ? Samadhi? Hiç
biri yok! Çok derin bir huzursuzluk ve boşluk... Bunu artık ne ile
dolduracaksın?

Senin hiçbir sorunun yok; sadece bu anlaşılmalıdır. Çünkü bunu anladığın anda yaratıcısı olduğun tüm problemlerinden sıyrılabilirsin. Onlara başka bir şekilde bak, daha derinden bir bakış onları küçültecektir. Bakmaya devam et, onlar da azar azar yok olmaya başlayacaklardır.Gözünü dikip bakmaya devam edersen ansızın orada hiçbir şey olmadığını göreceksin. Sadece boşluk... seni saran hoş bir boşluk. Yapacak bir şey yok, olacak bir şey yok çünkü zaten sen o'sun.

Aydınlanma başarılması gereken bir şey değildir, o sadece yaşanılacak bir şeydir. Ben sana "aydınlanmayı başardım" dediğimde kastettiğim şey onu yasamaya karar vermiş olduğumdur. Artık tamam! Ve o andan itibaren onu yaşamaya başlarım. O, artık problem yaratmakla ilgilenmemeye karar vermektir, hepsi bu kadar! O artık anlamsız problemler ve çözümleriyle uğraşmaya son vermektir.

Tüm bu anlamsız isler senin kendinle oynadığın bir oyundur. Sen kendin saklanıyor ve sen kendin arıyorsun, her iki taraf da sensin. Ve bunu bil! Bunu söylediğimde gülme, bu gülünç bir şey değil, onu
anla! Bu senin kendi oyunun, kendin saklanıyor ve yine kendinden, kendini arayıp bulmasını bekliyorsun.

Kendinizi hemen şimdi bulabilirsin çünkü saklanan sensin. Ne zaman birisi gelip de "ben bir Buda olmak istiyorum" derse bu son derece anlamsızdır: O bir Buda. Bir Buda gelip "ben nasıl Buda olurum"diyorsa benim ne yapmamı bekliyorsun. " Sen kimi kandırıyorsun, sen
Budasın! derim...

Kendine gereksiz sorunlar yaratma. Onları nasıl büyüttüğünü, onları topaç gibi nasıl daha hızlı, daha hızlı çevirdiğini anlamak seni aydınlatacaktır. Ve ansızın tüm mutsuzluklarının üstüne çıkacaksın.Dünyanın tüm şefkatiyle birlikte...

Ego problemler ister. Şayet bunu bir anlarsan, bir kez derinden kavrarsan dağlar önce tepeciklere dönüşüp sonra da tamamen yok olacaklardır. Ve aniden bir boşluk oluşur; her yandan katıksız bir boşluk. Bu aydınlanmanın ne olduğudur - hiçbir problem olmadığının derinden anlaşılması. Çözülecek bir problem olmadan ne yapacaksın? Hemen yaşamaya başlarsın. Yiyeceksin, uyuyacaksın, seveceksin, sohbet edeceksin, şarkı söyleyeceksin, dans edeceksin. Yapacak başkane var ki? Bir tanrı oldun ve yasamaya başladın!

Şayet insanlar biraz dans edebilseler, biraz daha şarkı söyleyebilseler, biraz daha çılgın olabilseler, enerjileri daha fazla akacak ve problemleri azar azar yok olacak. Bundan dolayı dans etmenin üzerinde bu kadar duruyorum. Sonuna kadar dans et, bırak tüm enerjin dans haline gelsin ve göreceksin ki başın yok ! Başındaki tüm sıkışıp kalmış enerjiler; hoş resimler ve figürler olarak etrafında hareket ediyor. Ve dans ederken öyle bir an gelir ki,
vücudun artık kati bir madde değildir, elastik akışkan bir hale dönüşmüştür. Ve dans ederken öyle bir an gelir ki, sınırların artık belirgin değildir, eriyip kosmosla birleşmekte ve tüm sınırlar birbiriyle karışmaktadır. Artık herhangi bir problem yaratamazsın.

Yasa, dans et, ye. Uyu ve bunları mümkün olan tüm bütünlüğünle yap.Ve tekrar tekrar hatırla ki, her ne zaman kendini bir problem yaratırken yakalarsan, onu bırak. Hemen!

osho

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder